Beş Duvar
Pınar ESER
Ve işte hayatın iki oluşumu:
önce. sonra.
Kötüsü var biliyorum
En kötüsü.
Sesinin çatladığı duvarlarda üstüme düşen gölge.
Yokluk diye bir şey var.
Sensiz kalmanın bir sızısı,
Sessiz kalmanın bir kaygısı,
Her şeyin farklı olduğu bir dünyanın yazgısı.
Sesinin tınısında sildiler beni.
Dünya dönmeyi bıraktı sanırım.
Büyümüyor artık bir bahçe.
Çiçek yeşermiyor, gün bitmiyor,
Ellerim soldu sanki güneş görünmüyor.
Sessizliğin vardı bugün, bir gün sesin.
Acıma yoktu, taşlar çok yığıldı üzerime.
Kalkmak diye bir kelime var mı?
Gücümü tükettim, tekrar ayaklanmak diye bir eylem var mı?
Dünya yok oldu sanırım.
Bir kalp, başka bir kalbin kalpsizliğiyle işte…
Çatlaklar vardı bir ara, bir ara çığlıklar.
Güneş batmayı bırakmış şimdi de, ay doğmayı…
Nasıl çıkılır bu dört duvar arasından?
Bırakır mı dört duvar, beşinci bir duvarı?
2001 doğumluyum. Yazmayı, okumayı hep çok sevdim. Fotoğraf çekmeyi, onları paylaşmayı ve resim yapmayı da rahatlatıcı buldum. Sanatla uğraşmak, aslında sanatın içinde olmak hep mutluluk verdi bana. Şiir ya da hikâye yazmak bir içini dökme, bir gün birilerine dokunma umudunu aşıladı. Bu dünyanın karmaşasından beni uzaklaştıran ve belki de delirmeme engel olan sığındığım yeni bir dünya oldu edebiyat. Zaten ne diyor Sait Faik de, “Yazmasaydım delirecektim”.
Yorum gönder